Seneca, Romalı bir filozoftu ve görünüşte Antik dünyanın en gelişmiş yaşam felsefelerinden biri olan Stoacılığı savunuyordu. Stoacılık Epiktetos tarafından İtalya yarımadasına getirilmişti ve Marcus Aurelius'ta Roma'nın hem güç hem kültür açısından zirveye çıktığı yıllarda imparatorluğu bu felsefeye göre idare ederek gerçek bir bilge kral ünvanı kazanmıştı. Seneca da yazılarında ve sözlerinde diğer Stoacılar gibi kinden, hırstan ve arzulardan arınmayı; intikam ve korkuyu boş verip doğayla ahenk halinde mutlu ve üretken bir yaşam sürmeyi öğütlüyordu. Hakikaten Seneca sözleri dikkate alınır ve onun sözlerinde öne sürdüğü gibi yaşayan bir insan mutluluğu ve huzuru bulabilir ama bu noktada akla gelen soru acaba bir filozof kendi görüşlerine uygun yaşamak zorunda mıdır? Zira, Seneca'nın hayatında para ve makam hırsı önemli bir yer tutuyordu. O, Roma'yı zulmüyle gerilemeye çağına sokan deli imparator Nero'nun yardımcısıydı ve bu yüzden çok eleştirildi. Bazıları ise onu savundular ve yolsuzluk ve yozlaşmanın hat safhaya çıktığı bir çağda yaşadığı hatırlatarak Seneca'nın hayatta kalmak için kötü kalpli insanlarla işbirliğine mecbur olduğunu öne sürdüler.
