Bir filozof düşünün ki devrinin en bilgili kişileri arasında sayıldığı halde tamamen alakasız bir meslekle geçimini sağlasın ve tek derdi devrin otoritelerine karşı çıkmak olsun. Aslında böyle pek çok filozof düşünmek mümkündür ama bunlar arasında Spinoza müstesna bir yere sahiptir. Gerçekten Spinoza felsefe tarihi açısından bir dönüm noktasını temsil etmesine rağmen ne kendi yaşadığı çağda tam olarak anlaşılmıştır, ne de sonraki yüzyıllarda araştırmacılardan yeterince ilgi görmüştür. Bunun sebebi ise Spinoza'nın Descartes ve Kant gibi doğrudan bilgi felsefesi üzerinde çok durmamasıdır. Gerçekten Spinoza bilginin akıldan mı yoksa dış dünyanın gözlemlenmesinden mi geldiği sorusuna yanıt aramak yerine devrin müesses nizamına karşı çıkmayı yeğlemiş ve dini otoritelerin felsefeciler ve felsefe eğitimi üstündeki baskısını eleştirmiştir. Spinoza, çok yönlü bir filozoftur ve sadece Spinoza sözleri bile onun en kadar çok farklı konu üzerinde kafa patlattığına delildir. Ancak, Spinoza'nın engizisyondan kaçarak Hollanda'ya geldiğini ve burada da kendi dininden olanlar tarafından dışlandığını da akılda bulundurmak gereklidir. Aslında onun düşünceyi hür bırakma ve belli bir kalıp olmaksızın sadece gerçeklere ulaşma derdiyle düşünme ideali sonraki felsefecilerinde yolunun açılmasına önemli katkı yapmıştır. Aslında Spinoza hiç de önemsiz bir filozof değildir.
